Haftanın en süpriz, şaşırtan vede başarılı bir filmi(benim açımdan). Konu ustalıkla mistik öğelerle bezenip filme yansıtılmış. msitiklikler acemice değil aksine o yaştaki çocuğun zihnini bize açmış o acemice birçırpıda karakalem temalı sunumuyla. ilk aolarak ünlü meksikalı yönetmen Guillermo Del-Toro mu yazmış bunun senaryosunu hatta yönetmen o mudur dedim. Rollerin secimi fena değilsede erkek jönümüz bana başka filmi anımsattıp durdu, rol adama yapışmış. Bayan artistimiz zaten büyülü duruş ve bakışlarıyla önceki çizgisinden aynen başarıyla devam. Bu arada çok spoiler/mızıkçılık/süprizbozanlık yapmak istemedim. Gerçekten izleyipte siz keşfedin sonrasında araştırın , aaa ben bunu biliyorum yaa dedirtsin size. Filmi izledikten sonra "Vekaleten Munchausen Sendromu" diye aratın bulun okuyun, Türkiyedeki örnek basına yansımış haberlerinede mutlaka bakın. Ben okumuştum , izlemiştim bunu dedirtsin size. Kitabı " Louis Drax'ın Dokuzuncu Canı" nun konusunu alıntılayım birde: Louis Drax sorunlu bir çocuk. Zeki, yaşından olgun, oyunbaz ve ne yazık ki “kazakolik”. Dışarıda geçirdiği herhangi bir gün Louis'nin başına bir şey gelmesi neredeyse kaçınılmaz. Ama dokuzuncu doğum gününde, ailece gittikleri piknikte olanlar hayal edilemeyecek kadar korkunç şeylerdir. Louis bir kayalıktan aşağıya düşer ve komaya girer; babası ortadan kaybolur, annesi de şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez hale gelir. Provence'ta bir klinikte çalışan Dr. Dannachet, Louis'yi komadan çıkmaya ikna etmeye çalışır ama çocuk bütün tıbbi bilgileri yalanlar ve sonuçta doktorun kendisi Louis'nin karanlık dünyasının içine çekilir. Esrarı çözebilecek tek kişi Louis ama o da iletişim kuramayacak durumda. Ya da biz öyle sanıyoruz!